30 Nisan 2015 Perşembe

ATIK NEDİR

ATIK NEDİR?



Her türlü üretim ve tüketim faaliyetleri sonunda; fiziksel» kimyasal ve bakteriyolojik özellikleri ile karıştıkları alıcı ortamların doğal bilişim ve özelliklerinin değişmesine yol açarak, doğrudan veya dolaylı zararlara yol açabilen ve ortamın kullanım potansiyelini etkileyen katı, sıvı ve gaz halindeki
maddelere atık denir.

Katı Atıklar: Kullanılma süresi dolan ve yaşadığımız ortamlardan uzaklaştırılması gereken her türlü katı malzemeye katı atık denir.

Katı atıklar oluştukları yerlere göre adlandırılırlar: 
1. Belediye atıkları 
2. Tehlikeli atıklar
3. Tıbbi ve özel atıklar
4. Harfiyat toprağı, inşaat ve yıkıntı atıkları
5. Maden atıkları ve tehlikesiz atıklar
6. Ambalaj atıkları
7. Atık yağlar
8. Atık pil ve akümülatör
9. Elektrik ve elektronik atıkları
10. Tarımsal atıklar
11. Ömrünü tamamlamış lastik ve araçlar

ATIK BİLEŞENLERİ NELERDİR?

Ülkemizde çöp bileşenleri; % 68 organik atık, % 13 değerlendirilebilir atık. % 19 diğer atıklardır. Katı atık miktarı ve bileşimi, mevsimlere, bölgelerin coğrafik ve yaşayanların ekonomik ve kültürel seviyelerine göre değişmektedir.

Katı atıkların bir bölümü geri kazanılabilir özelliktedir. Atik yönetiminde ana ilke, atıkların kaynağında azaltılması, kaçınılmaz olarak çıkan atıkların da mümkün olan en yüksek oranda geri kazanılarak yeniden kullanılması olmalıdır.

Evsel katı atıklar içerisindeki organik atıkların en uygun yeniden değerlendirilme ve bertaraf yöntemi olan kompostlama ile toprak için çok önemli olan gübre elde edilmektedir.

GERİ DÖNÜŞÜM NEDİR?

Geri dönüşüm ve tekrar kullanımın ötesinde, atıkların özelliklerinden yararlanılarak içindeki bileşenlerin fiziksel, kimyasal veya biyokimyasal yöntemlerle başka ürünlere veya enerjiye çevrilmesine 'geri dönüşüm' denilmektedir. Atık malzemelerin hammadde olarak kullanılması çevre kirliliğinin engellenmesi açısından da önemlidir.

GERİ KAZANILABİLEN BAZI MADDELER

  • Cam
  • Kağıt
  • Alüminyum
  • Plastik
  • Pil
  • Motor Yağı
  • Akümülatör
  • Beton
  • Organik Atıklar
  • Elektronik Atıklar
  • Tekstil
  • Ahşap

Çoğunlukla su; meşrubat, sıvı yağ, sirke gibi 1 sıvı gıdaların piyasaya sürülmesi için kullanılan PET (Polietilen Tereftalat) ambalajından, geri ' dönüşüm tesislerinde elyaf elde edilmekte ve bu ürün bir çok sanayi dalında kullanılmaktadır. Süt, bakliyat, ketçap, deterjan, şampuan gibi ürünler için kullanılan PE (Polietilen) ambalajlardan geri dönüşüm tesislerinde granül yapılmakta ve bu ikincil ürün bir çok sektöre ham madde olarak girdi sağlamaktadır.

AYIRDIĞIMIZ ÜRÜNLER NEYE DÖNÜŞÜYOR?

Kağıt - Kağıt
Metal - Konserve Kutusu
Kullanılmış Şişe - Şişe
Pvc Şişe - Pis Su Boruları
Pet Şişe - İplik
Temizlik Maddesi Şişeleri - Plastik Kova

Meşrubat, salça, sıvı yağ gibi ürünlerde kullanılan metal ambalajlar, geri dönüşüm tesisinde ergitme işlemine tabi tutularak, tekrar üretim sürecine alınmaktadır.

Ambalaj üretiminde ilk sırayı alan kağıt ve karton ambalaj atıkları, geri dönüşüm tesislerinde işlemden geçirilmek suretiyle, yeniden kağıt elde edilmektedir. Bu işlem sonucunda ekonomiye önemli oranda girdi sağlamaktadır. Almanya 2 dünya savaşının ardından ekonomiyi canlandırmak, her kırıntıyı yeniden kazanmak yoluyla, yani geri dönüşümle ayaklanmıştır. Almanyayı bu günkü haline getiren geri dönüşümdür.

Biz bu durumu biraz geç fark ettik. 1983 yılında çıkan 2872 sayılı Çevre Kanunda, 2006 yılında yapılan değişiklik ile ambalaj atıklarının kaynakta ayrı toplanması zorunlu hale getirilmiştir. Yapılan yasal düzenlemeler ile büyük şehirlerde atıkların toplanması konusunda merkez ilçe ve mücavir alan içi belediyeleri sorumlu iken, bertarafı büyük şehir belediyelerinin sorumluluğuna bırakılmıştır.




TOPRAK KİRLİLİĞİ

TOPRAK KİRLİLİĞİ;


Canlıların kaynağı sayılabilecek toprağın yapısına katılan ve doğal olamayan maddeler toprak kirliliğine neden olur. Böyle topraklarda bitkiler yetişmez ve toprağı havalandırarak yarar sağlayan solucan vb. hayvanlar yaşayamaz duruma gelir. Topraktan bitkilere geçen kirletici maddeler, besin zinciri yoluyla insana kadar ulaşır.



TOPRAK KİRLİLİĞİNE NEDEN OLAN BAŞLICA ETMENLER NELERDİR?


1. Ev, iş yeri, sanayi atıkları, egzoz gazları.

2. Radyoaktif atıklar ve hava kirliliği sonucu oluşan asit yağmurları.

3. Gereksiz yere ve aşırı miktarda yapay gübre, tarım ilacı vb. kullanılması.

4. Tarımsal mücadele ilaçları ve suni gübreler, tarımda gereksiz ya da aşırı hormon kullanımı.

5. Suların kirlenmesi. (Su kirliliği toprak kirliliğine neden olurken, toprak kirliliği de özellikle yer altı sularının kirlenmesine neden olur.)

6. Anız yangınları.

7. Erozyon ve çölleşme, toprak kirliliğine neden olan başlıca etmenlerdendir.

RADYASYON KİRLİLİĞİ

RADYASYON KİRLİLİĞİ;


Radyoaktif element denilen bazı elementlerin atom çekirdeğinin kendiliğinden parçalanarak etrafa yaydığı alfa, beta ve gama gibi ışınlara radyasyon denir. Çevreye yayılan bu ışınlar, canlı hücreleri doğrudan etkileyerek mutasyon denilen genlerdeki bozulmaya neden olur.



RADYASYONUN KAYNAĞI NEDİR?


Nükleer santraller, nükleer enerji ile çalışan gemiler ve nükleer denemelerdir. Aynca teşhis ve tedavide kullanılan bazı cihazlar, tıbbi malzemelerin ve suların dezenfekte edilmesi için kullanılan araçlardan da radyasyon yayılmaktadır.



UZUN SÜRE RADYASYON ETKİSİNDE KALMANIN YARATACAĞI SORUNLAR NELERDİR? 


Kanser oluşması, ömrün kısalması (erken ölümler), katarakt oluşması, sakat ve ölü doğumlardır.



RADYASYONUN ZARARLI ETKİLERİNDEN KORUNMAK İÇİN ALINABİLECEK ÖNLEMLER NELERDİR?


1. Özel giysiler (kurşun önlük, özel maske) kullanılmalıdır.

2. Radyasyon kaynağından uzak durulmalı, en kısa sürede radyasyonlu ortam terk edilmelidir.

3. Radyasyonlu cihazlarla yapılan teşhis ve tedaviye sık sık başvurulmamalıdır.

GÜRÜLTÜ KİRLİLİĞİ


GÜRÜLTÜ KİRLİLİĞİ;


Sanayileşme ve modern teknolojinin gelişmesiyle ortaya çıkan çevre sorunundan biri de gürültü kirliliğidir. Gürültü kirliliği, istenmeyen ve dinleyene bir anlam ifade etmeyen sesler ya da insanı
rahatsız eden düzensiz ve yüksek seslerdir.



GÜRÜLTÜ KİRLİLİĞİNİ YARATAN ÖNEMLİ ETMENLER NELERDİR?


Sanayileşme, plansız kentleşme, hızlı nüfus artışı, ekonomik yetersizlikler ve insanlara, gürültü ve gürültünün yaratacağı sonuçlar konusunda yeterli ve etkili eğitimin verilmemiş olması, gürültü yaratan etmenlerin başında gelmektedir.



GÜRÜLTÜ KİRLİLİĞİNİ ÖNLEMEK İÇİN ALINMASI GEREKEN TEDBİRLER NELERDİR?


1. Otomobil kullanımını azaltacak önlemler alınmalıdır. (Motorlu taşıtların gereksiz korna çalmaları önlenmelidir.)

2. Ev ve iş yerlerinde ses geçirmeyen camlar (ısı cam gibi) kullanılmalıdır.

3. Gürültü yapan kuruluşlar (Havaalanları, endüstri ve sanayi bölgeleri) şehirlerin dışında kurulmalıdır. Eğlence yerleri vb. ortamlarda yüksek sesle müzik çalınması engellenmelidir.

SU KİRLİLİĞİ



SU KİRLİLİĞİ


Su kirliliği;suyun niteliğini ölçülebilecek oranda bozmayı sağlayabilecek miktar ve yoğunlukta suya istenmeyen zararlı maddelerin karışması olayıdır.



SU KİRLİLİĞİNİ MEYDANA GETİREN KAYNAKLAR NELERDİR?


Konutlar, endüstri kuruluşları, termik santraller, gübreler, kimyasal mücadele ilaçlan, tarımsal sanayi
atık suları, nükleer santrallerden çıkan sıcak sular ve toprak erozyonu gibi süreçler ve maddeler su kirliliğini meydana getiren başlıca kaynaklardır.



SU KİRLİLİĞİNİN İNSAN VE ÇEVREYE ETKİLERİ NELERDİR?


1. Sanayi sularının atık sularında bulunan ağır metaller, suda yaşayan canlıları olumsuz yönde etkilemektedir. Isı kirlenmesi sonucu ısınan sularda, oksijen azlığından suda yaşayan balık ve bitkiler ölür.

2. Evsel atık sularından bol miktarda azot ve fosfor bileşiklerinden oluşan tuzların karışması sonucu yosunların üremesi hızlanır. Sular yeşil ve bulanık olur.

3. Tarımsal ilaçlar ve gübreler, sularda yaşayan balıkların vücudunda birikerek, insanlara taşınır.

4. Evsel atıklarla sulara karışan bakteri ve virüsler çoğalıp diğer canlılarda kolera, tifo gibi hastalıkların görülmesine sebep olur.



SU KİRLİLİĞİNİ ÖNLEMEK İÇİN ALINMASI GEREKEN TEDBİRLER NELERDİR?


1. Sanayi ve evsel atıklar arıtılmadan sulara bırakılmamalıdır.

2. Çözünmeyen kalıcı deterjanların kullanımı önlenmelidir.

3. Kentler su kaynaklarından uzağa kurulmalıdır. Her yerleşim birimine kanalizasyon kurulmalıdır. Kanalizasyon atıkların içme kullanma sularına karışmaması için önlemler alınmalıdır.

4. Tarımda kullanılan gübrelerin ve ilaçların sulara karışması önlenmelidir. Erozyonu önlemek İçin tedbirler alınmalı, ormanlar korunmalıdır.

29 Nisan 2015 Çarşamba

HAVA KİRLİLİĞİ



HAVA KİRLİLİĞİ


Hava Kirliliği; havada katı, sıvı ve gaz şeklindeki yabancı maddelerin insan sağlığına, canlı hayatına ve ekolojik dengeye zarar verecek miktar, yoğunluk ve sürede atmosferde bulunmasıdır. İnsanların
çeşitleri faaliyetleri sonucu meydana gelen üretim ve tüketim aktiviteleri sırasında ortaya çıkan atıklarla hava tabakası kirlenerek, yeryüzündeki canlı hayatı olumsuz etkilenmektedir.



HAVA KİRLİLİĞİNİN KAYNAKLARI NELERDİR?


1. Isınmadan Kaynaklanan Hava Kirliliği
2. Motorlu Taşıtlardan Kaynaklanan Hava Kirliliği
3. Sanayiden Kaynaklanan Hava Kirliliği



HAVA KİRLİLİĞİNİN İNSAN VE ÇEVREYE ETKİLERİ NELERDİR?


A- SERA ETKİSİ: Bilindiği üzere güneş ışınları atmosferden geçip yeryüzünü ısıtmakta ve atmosfer gazları da yeryüzü ısısının bir kısmını tutarak ısı kaybına engel olmaktadırlar. Atmosferin ışığı
geçirip ısıyı tutma özelliğine "sera etkisi" denir. Isıyı tutma özelliği en fazla olan gaz karbondioksittir. Günümüzde atmosferdeki karbondioksit miktarının tehlikeli bir oranda arttığı tespit edilmiş olup, bunun küresel bir ısınmaya yol açabileceğinden endişe edilmektedir.

B- ASİT YAĞMURLARI: Konutlarda ve sanayide kullanılan yakıtlardan, motorlu taşıtların egzozlarından havaya salınan kükürt dioksit, azot oksit, hidrokarbon ve partiküller havayı kirletmektedirler. Havada birkaç gün asılı kalabilen bu kirleticiler su zerrecikleriyle tepkimeye girerek yeryüzüne asit yağmurları olarak inmektedirler. Bu yağmurlar da göl ver akarsuların ast-baz dengesini bozarak bazı canlı türlerinin ölmelerine neden olmakta, orman ağaçlarında yaprak gelişimini engellemekte, su ve toprağa bulaşıp yaşamı tehdit etmektedirler.

C- OZON TABAKASINDA İNCELME: Kloroflorokarbon içeren plastik köpüklerin (Strofor), spreylerin, aerosollerin ve yangın söndürücülerin yoğun kullanımlarıyla stratosfer tabakasının ozon yoğunluğunda ciddi bir azalmaya yol açmıştır. Ozon delinmesi olarak adlandırılan bu durumun sonucunda maruz kalınan radyasyondan dolayı insanların bağışıklık sisteminin zarar gördüğü, görme bozukluğu ve deri kanseri [vakalarında önemli artışlar olduğu saptanmıştır.

D- DİĞER ETKİLERİ: Kirli hava, insanlarda solunum yolları hastalıklarının artmasına sebep olmaktadır. Bununla birlikte kükürt dioksit (S02)'in, üst solunum yollarında keskin, boğucu ve tahriş edici etkileri vardır. Özellikle duman akciğerlerden alveoliere kadar girerek olumsuz etki yapmaktadır.


HAVA KİRLİLİĞİNİ ÖNLEMEK İÇİN ALINMASI GEREKEN TEDBİRLER NELERDİR?


1- Yapılarda ısı kaybını engelleyecek önlemler alınmalı, pencere, kapı ve çatıları yalıtımı yapılarak mümkün olduğunca daha az yakıt tüketilmesine çalışılmalıdır. Isınmada yüksek kalorili kömürler kullanılmalı, doğal gaz kullanımı yaygınlaştırılmalıdır.

2- Sanayi tesisleri yerleşim alanlarından uzak yerlere yapılmalı, sanayi tesislerinin bacalarına filtre takılması mutlak surette sağlanmalıdır.

3- Toplu taşım araçları yaygın hale getirilmelidir. Araçların egzoz emisyon ölçümleri düzenli olarak yapılmalı, yeşil alanlar arttırılmalıdır.

ÇEVRE KİRLİLİĞİ NEDİR?




ÇEVRE KİRLİLİĞİ NEDİR?


Doğanın temel fiziki unsurları olan hava, su ve toprak üzerinde zararlı etkilerin oluşması ile ortaya çıkan ve canlı hayati faaliyetini olumsuz yönde etkileyen çevre unsurlarının tümü çevre kirliliğini meydana getirmektedir. Çevre kirliliğini 4 madde olarak inceleyeceğiz. Bunlar Hava, Su, Toprak ve Gürültü Kirliliğidir. Sırasıyla inceleyelim.



1. HAVA KİRLİLİĞİ


Hava Kirliliği; havada katı, sıvı ve gaz şeklindeki yabancı maddelerin insan sağlığına, canlı hayatına ve ekolojik dengeye zarar verecek miktar, yoğunluk ve sürede atmosferde bulunmasıdır. İnsanların çeşitleri faaliyetleri sonucu meydana gelen üretim ve tüketim aktiviteleri sırasında ortaya çıkan atıklarla hava tabakası kirlenerek, yeryüzündeki canlı hayatı olumsuz etkilenmektedir. Devamı İçin >>>>> Tıklayın!






2.SU KİRLİLİĞİ


Su kirliliği;suyun niteliğini ölçülebilecek oranda bozmayı sağlayabilecek miktar ve yoğunlukta suya istenmeyen zararlı maddelerin karışması olayıdır. Devamı İçin >>>>> Tıklayın!










3.TOPRAK KİRLİLİĞİ



Canlıların kaynağı sayılabilecek toprağın yapısına katılan ve doğal olamayan maddeler toprak kirliliğine neden olur. Böyle topraklarda bitkiler yetişmez ve toprağı havalandırarak yarar sağlayan solucan vb. hayvanlar yaşayamaz duruma gelir. Topraktan bitkilere geçen kirletici maddeler, besin zinciri yoluyla insana kadar ulaşır. Devamı İçin >>>>> Tıklayın!






4.GÜRÜLTÜ KİRLİLİĞİ



Sanayileşme ve modern teknolojinin gelişmesiyle ortaya çıkan çevre sorunundan biri de gürültü kirliliğidir. Gürültü kirliliği, istenmeyen ve dinleyene bir anlam ifade etmeyen sesler ya da insanı rahatsız eden düzensiz ve yüksek seslerdir. Devamı İçin >>>>> Tıklayın!






5.RADYASYON KİRLİLİĞİ


Radyoaktif element denilen bazı elementlerin atom çekirdeğinin kendiliğinden parçalanarak etrafa yaydığı alfa, beta ve gama gibi ışınlara radyasyon denir. Çevreye yayılan bu ışınlar, canlı hücreleri doğrudan etkileyerek mutasyon denilen genlerdeki bozulmaya neden olur.Devamı İçin >>>>> Tıklayın!

ÇEVRE NEDİR?

ÇEVRE NEDİR?


çevre ve çevre eğitimi, çevre eğitiminin önemi
Çevre; genel anlamda insanların ve diğer canlıların yaşamları boyunca ilişkilerini sürdürdükleri ve karşılıklı olarak etkileşim içinde bulundukları fiziki, biyolojik, sosyal, ekonomik ve kültürel ortamdır.
Sağlıklı bir yaşamın sürdürülebilmesi ancak sağlıklı bir çevre ite mümkündür.

Bir ilişkiler sistemi olan çevrenin bozulması ve çevre sorunlarının
ortaya çıkması, genellikle insan kaynaklı etkenlerin doğal dengeyi bozması ile başlamıştır ve çevre sorunları oluşmuştur.



ÇEVRE EĞİTİMİ VE ÖNEMİ



Toplumun tüm kesimlerini çevre konusunda bilgilendirmek, bilinçlendirmek, olumlu ve kalcı davranış değişiklikleri kazandırmak ve sorunların çözümünde fertlerin katılımlarını sağlamak çevre eğitiminin temel hedefidir. Çevre eğitimi yalnız bilgi vermek ve sorumluluk hissi oluşturmakla kalmamalı, insan davranışını da etkilemelidir. Günümüzde çevre bilinci sağlıklı bir çevrede yaşamayı, temel insan haklarından biri olarak kabul etmektedir. Bu ise ancak kaliteli bir eğitim ile mümkündür.
Anayasamızın 56. Maddesi' nde "Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşın ödevidir." denilmektedir.